Sosyal medya, çocukların günlük hayatlarının ayrılmaz bir parçası haline gelirken, bu platformlarda maruz kaldıkları cinsel içerikler alarm verici bir boyuta ulaştı.

Bilimsel araştırmalar ve uluslararası uzmanlar, kontrolsüz bir şekilde yayılan bu içeriklerin, çocukların hem bugünkü ruh sağlığını hem de yetişkinlikteki yaşamlarını derinden etkilediğini ortaya koydu.

Ebeveynler ve toplum için bu durum, acil önlem alınması gereken bir tehlike sinyali olarak görüldü.

Amerikan Psikoloji Derneği’nin (APA) raporuna göre, 8-15 yaş arası çocukların %40’ı sosyal medyada uygunsuz cinsel içeriklerle karşılaşıyor.

Çocuklar, yaşlarına uygun olmayan cinsel içeriklerle karşılaştıklarında kaygı, utanç ve kimlik karmaşası gibi sorunlar yaşıyor. Bu, ileride ilişkilerinde ve özsaygılarında kalıcı izler bırakabilir.

Journal of Adolescent Health’in yayımlanan bir çalışma, sosyal medyada cinsel içeriklere maruz kalan çocukların %30’unun depresyon ve anksiyete belirtileri gösterdiğini ortaya koydu.

İngiltere’deki King’s College London’dan Prof. Dr. Carmine Pariante, bu içeriklerin çocukların beyin gelişimini etkilediğini belirtti.

Pariante, “Ergenlik öncesi ve ergenlik döneminde beyin, duygusal ve sosyal ipuçlarını öğrenmek için hassas bir evrede. Cinsel içerikler, bu süreci bozarak erken cinselleşmeye ve sağlıksız ilişki algılarına yol açabiliyor” açıklamasında bulundu.

The Lancet Psychiatry’de yer alan bir araştırma, sosyal medyada cinsel içeriklere maruz kalan gençlerin %25’inin ilerleyen yıllarda riskli cinsel davranışlar sergilediğini ve öz-değer sorunları yaşadığını gösterdi.

Prof. Pariante, “Bu çocuklar, gerçek dünyadaki ilişkileri anlamakta zorlanıyor” diye ekledi.

Pariante, “Platformlar, dikkat çekmek için genellikle sansasyonel ve cinsel içerikli paylaşımları öne çıkarıyor. Çocuklar, farkında olmadan bu döngüye çekiliyor” dedi.

Pediatrics dergisinde yayımlanan bir analiz, sosyal medya kullanım süresi arttıkça cinsel içerikle karşılaşma oranının %35 yükseldiğini ve bu durumun çocukların uyku düzeninden akademik başarısına kadar her şeyi etkilediğini kanıtladı.

Dr. Lembke, “Ebeveynlerin bu konuda bilinçlenmesi şart” uyarısında bulundu.

Uzmanlar, ebeveyn denetiminin ve eğitimin kritik olduğunu vurguladı.

Japonya’daki Kyoto Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hiroshi Yamamoto, “Çocuklara sosyal medya kullanımında sınırlar konulmalı ve yaşlarına uygun içeriklere yönlendirilmeli. Ayrıca, açık iletişimle bu tür içeriklerin zararları anlatılmalı” önerisinde bulundu.

APA, 13 yaş altı çocukların sosyal medya hesaplarının ebeveynler tarafından izlenmesini ve ekran süresinin günde 2 saatle sınırlanmasını tavsiye etti.

Prof. Erdoğan ise, “Okullarda dijital okuryazarlık dersleri artırılmalı. Çocuklar, gördüklerini sorgulamayı öğrenmeli” dedi.

Bilim dünyası, sosyal medyadaki cinsel içeriklerin çocuklar üzerindeki uzun vadeli etkilerinin hâlâ tam olarak anlaşılmadığını, ancak mevcut verilerin ciddi bir tablo çizdiğini söyledi.

Dr. Lembke, “Bu çocuklar, yetişkinlikte sağlıklı ilişkiler kurmakta zorlanabilir ve duygusal yaralar taşıyabilir” diye uyardı.